بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَجَعَلۡنَا ذُرِّيَّتَهُۥ هُمُ ٱلۡبَاقِينَ ٧٧

Onun neslini yeryüzünde kalanlar kıldık.

– Diyanet İşleri

وَتَرَكۡنَا عَلَيۡهِ فِي ٱلۡأٓخِرِينَ ٧٨

Sonradan gelenler arasında ona güzel bir ad bıraktık.

– Diyanet İşleri

سَلَٰمٌ عَلَىٰ نُوحٖ فِي ٱلۡعَٰلَمِينَ ٧٩

Âlemler içinde Nûh’a selâm olsun!

– Diyanet İşleri

إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجۡزِي ٱلۡمُحۡسِنِينَ ٨٠

İşte biz iyilik yapanları böyle mükâfatlandırırız.

– Diyanet İşleri

إِنَّهُۥ مِنۡ عِبَادِنَا ٱلۡمُؤۡمِنِينَ ٨١

Çünkü o, bizim mü’min kullarımızdandı.

– Diyanet İşleri

ثُمَّ أَغۡرَقۡنَا ٱلۡأٓخَرِينَ ٨٢

Sonra biz, diğerlerini suda boğduk.

– Diyanet İşleri

۞ وَإِنَّ مِن شِيعَتِهِۦ لَإِبۡرَٰهِيمَ ٨٣

Şüphesiz İbrahim de O’nun taraftarlarından idi.

– Diyanet İşleri

إِذۡ جَآءَ رَبَّهُۥ بِقَلۡبٖ سَلِيمٍ ٨٤

Hani o, Rabbine temiz bir kalple gelmişti.

– Diyanet İşleri

إِذۡ قَالَ لِأَبِيهِ وَقَوۡمِهِۦ مَاذَا تَعۡبُدُونَ ٨٥

Hani babasına ve kavmine şöyle demişti: “Siz neye tapıyorsunuz?”

– Diyanet İşleri

أَئِفۡكًا ءَالِهَةٗ دُونَ ٱللَّهِ تُرِيدُونَ ٨٦

“Allah’ı bırakıp da birtakım uydurma ilâhlar mı istiyorsunuz?”

– Diyanet İşleri

فَمَا ظَنُّكُم بِرَبِّ ٱلۡعَٰلَمِينَ ٨٧

“O hâlde, âlemlerin Rabbi hakkında görüşünüz nedir?”

– Diyanet İşleri

AYARLAR
Okuyucu